Hiç dikkatinizi çekti mi? Bahar aylarında bol yapraklı yeşillikler ve meyveler çıkıyor. Kış aylarında ise besin değeri yüksek kök sebzeleriyle ya da kabuklu yemişlerle karşılaşıyoruz. Evren kendi içinde mucizevi bir döngü ile hareket etmekte. Mevsiminde beslenmenin en büyük faydası vücudumuzun ihtiyaçlarına direkt karşılık vermesidir.
Baharda karşımızda çıkan meyve ve sebzeler alerjilere yol açan enflamasyonları engellerken kışın çıkanlar ise ısınma ihtiyacımızı karşılar ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir.
Meyve ve sebzelerin renkleri birbirinden farklı deyip geçmeyin. Her renk besinin barındırdığı ayrı vitaminler olduğunu biliyor muydunuz? Sarı ve turuncu renkli gıdalardan A vitamini, kırmızı olanlardan likopen alırız. Yeşil yapraklı sebze ya da meyveler C ve E vitamini deposudur. Beyaz sebzlerden aldığımız flavonoidler bağışıklık sistemimiz için büyük önem taşır. Bu nedenle her gün farklı renklerde meyve ve sebze tüketmeye özen göstermelisiniz.
Ara ve ana öğünlerin tamamında meyve ve sebzeye sofranızda yer vermeyi ihmal etmeyin. Yapılan araştırmalar günlük on porsiyon meyve ve sebze tüketmenin ömrü uzattığını göstermektedir. Tüketilecek olan günlük 200 gram meyve ve sebze:
Dünya Sağlık Örgütü günde en az 400 gram meyve ve sebze tüketilmesini tavsiye ediyor. Türkiye’de 15 yaş ve üzerindeki nüfusun sadece yüzde 3’ü günlük beslenmesinde 5 porsiyon meyve ve sebzeye yer veriyor. Bu rakam tüm Avrupa Birliği ülkelerinin oranının altında. Günlük beslenmesinde meyve ve sebzeye yer vermeyenler ise nüfusun yüzde 33.7’sini oluşturmaktadır. Türkiye’de kişi başı yıllık ortalama sebze tüketimi 280 kg iken meyve tüketimi 90 kg dır. Üretim anlamında sıkıntısı olmayan ülkemizde tüketiminizi mevsiminde yapmaya özen göstermenizi tavsiye ederiz.
Sağlıklı günler!